BURSA ORHANGAZİ İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Bursa´yı Temsil Edecek Yedi Eserden İkisi Orhangazi’den Seçildi

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ve Yeşilay Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen yarışmalarda Bursa ilimizi temsil edecek yedi eserden ikisi Orhangazi’den seçildi.
Bursa´yı Temsil Edecek Yedi Eserden İkisi Orhangazi’den Seçildi

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ve Yeşilay Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen yarışmalarda Bursa ilimizi temsil edecek yedi eserden ikisi Orhangazi’den seçildi.

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün "Nasıl Bir Okul, Nasıl Bir Ortaöğretim?" konulu Türkiye geneli ortaöğretim öğretmenleri arasında düzenlediği deneme yarışmasına Bursa ilimizi temsil etmek üzere Orhangazi 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mehmet Sıddık Büyüyıldız’ın kaleme aldığı “Anadolu Mektebi” isimli eseri layık görüldü.

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yeşilay tarafından düzenlenen Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek yarışması Edebi kategorisinde ise Kurtuluş İlkokulu 4.Sınıf öğrencisi Zeynep Sude Korkmaz’ın çalışması birinci seçilerek Ankara’da ilimizi temsil etmeye hak kazandı. Dereceye giren Öğretmen ve Öğrencimizi tebrik eder, Ankara’daki elemelerde başarılar dileriz.

 

ANADOLU MEKTEBİ

Bir okul düşlüyorum. Kökü mazide, yüzü atide bir okul… Madde ve mana ikliminde ıslanmış, akıl ve duygu ekseninde pişmiş, mazi ve müstakbel gergefinde işlenmiş, Asım’ın nesli bir gençlik tasavvurunda Asya’nın Kandilleri ülküsünü ruh edinmiş bir okul…

Bir okul özlüyorum. Mekteb-i edep tezgahında ilmek ilmek, nakış nakış işlenmiş bir okul. Her ilmeğinde maddeyi manaya gark etmiş bir talebenin hamarat ellerinde desen desen, renk renk ahlak ve irfan resmedilmiş bir okul…

Bir okul görüyorum. Mumdan gemilerle ateş denizine yelken açmış, bin bir badireli, zahmetli, çileli bir seferden çiçekli, çimenli, pırıl pırıl bir menzile varmayı dar-ı imtihan olarak görmüş; uzun, ince bir yolu ağuyu bal eyleyerek geçmeyi gaye edinmiş bir okul…

Evet… Düşümde gördüğüm, özlemini çektiğim bu okulu görüyorum şimdi. Bu okul, bin yıldır sağılmanın verdiği bereketle Anadolu gibi dimdik duruyor önümde. Bin yıllık bir medeniyeti buhurdan gibi tüttürüyor karşımda. Ve ben diz çökmüşüm dibinde Ağrı gibi, Erciyes gibi. Yüküm ağır, davam mukaddes, çilem mübarek. Döküyorum içimi kâh Sakarya kıyılarında, kâh Kızılırmak boylarında. Garip Aras hasret türküleriyle yakarken içimi, hırçın Çoruh kahramanlık türküleriyle destanlar yazıyor kalbimde. Fırat bereket fışkırıyor ova ova, bayır bayır geçtiği her diyarda ve ben Dicle’ye fısıldıyorum bir kelebeğin kısacık ömrünü biteviye cümlelerle.

Bu okul, dünya yurdumun kadim coğrafyasında açan çiçeklerle örülüdür. Adına Yunus, adına Mevlana Celalettin denilen… ‘’Gelin tanış olalım, İşi âsân kılalım Sevelim, sevilelim, Dünya kimseye kalmaz.’’çağrısına kulak verip ‘’ Gel! Ne olursan ol, yine gel!’’ sadasına uçan sevgi dilli barış güvercinlerinin gagasında taşıdığı zeytin dalıyla bezelidir.

Bu okul, gönül dünyamın engin denizlerinde yol alan hasret kokulu yolculuklarla süslüdür. Meçhule giden gemilerin ardından bakan nemli gözlerin yaktığı yüreklerde Yahya Kemal, bülbülün matemine sitem eden isyanında Mehmet Akif, ‘’ Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.’’ haykırışında Necip Fazıl’dır. Havva anam dünkü çocuktur daha Anadolu Mektebimin yanında Ahmet Arif’te ve dörtnala uzak Asya’dan gelip Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanmıştır bu memleket, bu mektep Nazım Hikmet’te. Veysel’dir fersiz gözlerde, bozlaktır Neşet’te ve ağıttır Mahsuni’de.

Serin imbatlarla taşınıyor şimdi bu Fuzûlî koku yedi iklim, beş kıtaya. Dereler nehirlerle çağlıyor bu vuslat sevinciyle Bâkî denizlere, Galib okyanuslara. Köprüler kuruluyor Sinan’ca yeryüzü ülkesinin dört bir köşesine ve Kaşgarî, Yesevi, İbn-i Arabî kandiller aydınlatıyor tüm karanlıkları. Bazen İlâ-yı Kelimetullah’ı taşıyan bir elçi gibi hicret eden bir muhacir, bazen de mazluma bağrını ve sofrasını açan bir ensar oluyor.

Bin yılın şahitliğinde yükselen bu medeniyet mektebi, Edebali himmetinde Osman, Akşemsettin tevazuunda Fatih, Ebu Suud fetvasında Kanuni, Zembilli Ali deryasında Yavuz oldu. Edep oldu, fetih oldu, kanun oldu, ilim oldu. Çekirdekten çınar oldu, gölge oldu, kutlu bit serinlik oldu. Aşk oldu, cesaret oldu, feraset oldu.
La’l oldu, yakut oldu, elmas oldu. Ve sonunda yeryüzü okulu oldu.

Mehmet Sıddık BÜYÜKYILDIZ
15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

25-03-201825-03-2018

 

Camikebir Mah. Tozkoparan Cd. Hükümet Konağı B Blok Orhangazi BURSA - 0224 573 51 79

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.